Naci Görür İstanbul Depremine Yönelik Bakkal Hesabı Yaptı: Korkutucu Boyutu Gözler Önüne Serdi
Türkiye büyük depremlerin genel olarak uzun tarihi periyodlarda olduğu bir ülke. 6 Şubat'ta yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler öncesi de bu biliniyordu. Şimdiyse bir müddet daha gündemimizi meşgul edecek gibi görünüyor. 1999 Marmara depremini yaşayanlar biliyor çünkü üzülme, yardım, korku tepkilerini ilk etapta aşırı veriyoruz, ardından da aynı aşırılıkla unutuyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda 1999'dan beri İstanbul'da olacağı bilim adamları tarafından söylenen, halk ve yönetimler tarafından da bilinerek beklenen ancak herkesin aynı şekilde oturup beklediği depreme dikkatlerin çekilmesine neden oluyor. Uzun yıllardır bu alanda çalışan ancak sosyal medyada bilimin verdiği yetkiye dayanarak isabetli öngörüleriyle güven telkin eden Prof. Dr. Naci Görür de buna yönelik bir tahminde bulundu.
Yıllardır anlatıyor, deprem olunca akla geliyorlar. Jeoloji ve jeofizik uzmanları her depremde mikrofon ve kameraları karşılarında bulurken, bir süre sonra ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar kimse dinlemiyor. Son yaşanan Kahramanmaraş merkezli iki şiddetli depremde de bu gerçeği yeniden yaşıyoruz.
Bugünlerde her kanalda bir 'deprem uzmanı' var ancak Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medyada da hatrı sayılır bir takipçi kitlesine sahip, karakteristik olarak naif ve anlaşılır bir dil kullanmasıyla ve isabetli öngörüleri Görür'ü öne çıkarıyor.
Son olarak katıldığı programda yaptığı İstanbul depremindeki can kaybı tahmini de bugün en çok konuşulanlar arasında.
35 binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem felaketlerinin ardından beklenen İstanbul depremi her zamanki gibi yeniden gündemde. Bu devasa şehrin de Türkiye topraklarının yüzde 93'ü gibi depreme hazır olmaması ve Türkiye ekonomisinin kalbi olması bu tehlikenin boyutuna dair tahminleri öne çıkarıyor.
Naci Görür de bu tahminleri basit bir şekilde fikir yürüterek ve temel matematik üzerinden kendi deyimiyle "bakkal hesabı" şeklinde yaptı.
Çeşitli yazılım modellerinin yaptığı tahminlere itibar etmediğini yani baş vurmadığını belirten Görür, bu modellerin bilimsel olduğunu ancak girilen parametreler üzerinden yapılan hesaplamaya gerek duymadığını belirtti.
Görür, 'Şimdi ben bakkal hesabı yapıyorum, kimse de bu hesabın aksini söyleyemez” derken, “Bu işin şakası yok” diye de ekledi.
İstanbul'da 1999 öncesi yapılan bina sayılarına dair verilerin detayları burada👇
İşte İstanbul'daki 1999 Öncesi Bina Sayısı
İBB'nin yaptığı çalışmadan ve valilikler, bakanlıklardan da alınan sayılar üzerinden, İstanbul’da 1 milyon 100 bin bina olduğunu belirtti.
İlk adımda 59 bin tanesinin çok ağır hasarlı olmasında yola çıkarak ölümlü vakaların çoğunun buralarda olacağını belirterek durumu yine de minimize etti ve 49 bin binanın yine de ayakta kalacağını düşünerek hesapladı ve istenmeyen hesap şu şekilde oldu:
10 bin binanın 5 kattan 10'ar dairelik 4-5 kişilik haneler üzerinden 500 bin kişi minimum. Yani bu işin şakası yok. İstanbul’da beklediğimiz deprem olursa bu yapı stoğuyla, bu gecekondu mantığıyla bu yoğunluğu bu nüfus içerisinde Kahramanmaraş depremlerinin kaybından daha fazla olur. Minimum 500 bin insan ölümle burun buruna.
Beklenen demek yerine doğru şekilde "olacağı bilinen doğa olayına" karşı önlemler için de hiçbir zaman geç olmadığını düşünerek yapılması gereken her şeyi yapmak gerektiği görülüyor.
Naci Görür'ün katıldığı yayını izlemek isteyenler buraya tıklayabilir. Yukarıdaki söylemler 50. dakikadan sonra bulabilirsiniz.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir.
Yorum Yazın