Faizler Ne Zaman Yükselecek? Bankalara Kredi ve Döviz Baskısı Aynı Anda Olur mu?
Dünyada bir enflasyon sorunu yaşanırken, gelişmiş ülkeler ilk etapta bu talep enflasyonunu çok ciddiye alır görünmedi. Ancak gün geçtikçe durumun ciddiyetinin farkına varanlar ve uzman önerilerini dikkate alanlar buna karşı en temel silahı kullanmaya başladılar. Bizdeyse durumun özünde yine enflasyon var. Ancak bizdeki geç ciddiye almaktan ziyade farklı bir şekle bürünürken, kendi bildiğimizden şaşmamak demeyelim de yeni bir model deniyoruz diyelim. Türkiye'ye özel yeni ekonomi modelinde her geçen gün faiz tartışmaları yenilenirken, ekonomi yönetiminin tavrı bu konuda net. Dünyada ve Türkiye'de son düzlükte enflasyon, faiz ve kur tartışmalarına bakalım istedik.
Ipsos'un araştırmasına göre dünyada insanlar ülkelerindeki en büyük sorunun enflasyon olduğunu düşünüyor
👇
Ipsos Türkiye CEO'su Sidar Gedik'in yayınladığı verilere göre enflasyonun sorun olduğunu düşünen ülkeler sıralamasında Türkiye ilk 5'te yer alıyor
👇
Dünya gazetesinde Şeref Oğuz, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadeleye girişerek yüklü bir faiz artışına gideceğini yazdı
Düşük faizin kuru tırmandırarak dolardaki yükselişle tarım başta olmak üzere tüm maliyetleri arttırdığını ifade eden Oğuz, 'Yüklü faiz artışı nasıl gelecek?' başlıklı yazısında sonrasını ise şöyle özetledi:
Seçime hazırlanan siyasi partiler ve seçim ekonomisi uygulayan hükümetin enflasyona bakışını şekillendiriyor. Muhalefet; yüksek enflasyonu söylem olarak kullana dursun, hükümet de enflasyona karşı alacağı her tedbirin, onu sandığa gömeceğini biliyor. Tıpkı geçmişte olduğu gibi. Hal böyle olunca enflasyonla mücadeleyi hükümet değil, dönüşeceği durgunluk (resesyon) yapacak. Durgunluk yüzünden artık fiyatlar daha fazla artamayacak ve hatta gerilemeye yüz tutacak. Hükümet ise seçimden sonra durgunluğu da ardına alarak enflasyonla kapsamlı mücadele şansı bulabilecek.
Politika faizi için de Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara durumu bir grafikle özetledi.
👇
Politika faizinin de diğer faizlerdeki etkisini üzerinden Dr. Öğr. Üyesi Hatice Şehime Özütler ise heterodoks ve ortodoks politikalara değindi.
👇
Piyasalarda Ankara kulislerini ise Erdal Sağlam aktarırken, gelecek hafta ya da eylül ayında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin açıklayacağı tedbirleri ve beklenen döviz girişini anlattı.
Ankara'da faizlerin artık değişmeyeceği yönünde bir kabul olduğunu belirten Sağlam, Mesele Ekonomi Youtube yayınında faizin sabit kalarak diğer alanlarda tedbir alınacağını, bu hafta bir önlemler seti açıklanması beklendiğini bildirdi.
Tedbirlerin iki şekilde olabileceğinin senaryolar dahilinde olduğunu yumuşak görülen tedbirlerin kredilerde artışın sınırlaması, döviz hesaplarına sınırlama gibi olabileceğini, sert görülen tedbirlerin ise sermaye kısıtı, döviz hesaplarına yaptırım gibi olabileceğini bunlar için de eylül ayının bekleneceğini belirtti.
Beklenen ya da hedeflenen döviz girişi için 45-50 milyar dolar gibi bir miktarın körfezden beklendiğini Bakan Nebati'nin de bundan umutlu olduğunu ve gelecek hafta TV'lerde yeniden bu konuya değinebileceğini belirtti.
Özel sektör şirket satışlarının bu plan dahilinde olmadığını, swap için döviz girişinin ise körfez ülkelerinden kabul görmediğini de açıkladı. Artı olarak BOTAŞ kredisi şeklinde KİT'ler için finansman arayışının sürdüğünü de söyledi.
Sağlam'ın bahsettiği sorun ise KKM için bankalara baskı yapıldığı, bankaların sendikasyon kredileri için yine kamudan baskı gördüğü yönünde oldu. Sendikasyonların fazla oranda çevrilmesinin istendiğini belirten gazeteci, yurt dışı muhabir bankalarda tutulan dövizin yurda getirilmesinin istendiğini bunun sendikasyon isteği ile çeliştiğini söyledi. Bankaların ayrıca dövizde yurt dışı faizlerin yükselmesi ile kaçışa engel olmak için faizlerde artışa gidilmeye başlandığını da iletti.
Bu bağlamda @e507 hesabından sendikasyon kredilerine yönelik paylaşım da dikkat çekti.
👇
Dr. Tuğberk Çitilci de Fed'in faiz kararına yönelik beklentilerini açıklarken, içeride ise faiz artırmadan para politikasının şekillendirilmek istendiğini açıkladı.
Faizlerin neden 14'ün altına inmediği sorusu yenilenirken, Youtube yayınında ihracatta kurun stabil olmasının ihracat dayalı büyümeye engel olduğu ancak güçlü büyüme, yüksek enflasyon ve 'çılgın' seviyedeki negatif reel faiz üçgeninde hem büyüme hem enflasyon hem de kur stabilizasyonun modelinin mümkün olmadığını dengenin değişmesi gerektiğini söyledi.
Eylül ayında da günlük hayatta kur stabil gitse dahi maliyet zamlarının görülmesinin beklendiğini açıkladı.
Erken seçim için ekonomik sinyaller öne çıkacak.
Prof. Dr. Korkut Boratav, Sözcü'den Emre Deveci'nin aktardığına göre, turizm gelirleri ile dış ticarette açığının bu dönemde kısmen telafi edilebildiğini mevsim sonunda ise kırılım noktasına varılacağını açıkladı. Türkiye’nin borç yükümlülüklerini bu ortamda dünyada artan faizler ile finanse etmesinin zorlaştığını, vadesi gelen borçların döndürmelerinde bir tür IMF programı olacağına dikkat çekti.
Türkiye ekonomisindeki temel problemlerin çözümüne de değinen iktisatçı, seçim sonrası iktidar değişse de değişmese de 'IMF programının ve kemer sıkmanın gündeme gelmesi kaçınılmaz olabilir' dedi.
Gelir eşitsizliği ve servet transferine dikkat çeken Boratav, dış borçların çevriminin seçim sinyalleri vereceğini belirtirken, Sri Lanka benzeri bir bunalımın erken seçime sebep olacağını söyledi.
Yorum Yazın
yıllar sonra tarih kitapları bir ülke nasıl yönetilmemeli başlığı altında erdoğanı işleyecek. bizler de o yıllarda yaşamış %50 salak %50 talihsiz halk olarak... Devamını Gör
%15 ve üzeri faiz sebep, enflasyon sonuçtur....ben ekonomiztim. naz da ortada.
Ekonomik durumun bu halde olmasını yapılan hatalara bağlayanlar büyük yanılgı içindedirler. Şu anki durum oldukça bilinçli yapılmış bir tercih. Ülkenin veya ... Devamını Gör